Bu blog Emeğin Yoldaşlığına ; Çokluğun emeğinin arşivlenmesine bir katkı olsun diye, HERKESİN,AMA HİÇKİMSENİN şiarıyla var...İSYAN,KOMÜN,ÖZGÜRLÜK...
DUYGULANIYORUM,ÖYLEYSE VARIM...

Bu Blogda Ara

Spinoza

Spinoza'dan Neşe ve Keder olarak yapılan çeviriye karşı ;Cüret ve dumur kavramlarını öneriyoruz...

Hayat Akıyor...

İsyan Büyütür...

İsyan Büyütür...

15 Şubat 2010 Pazartesi

HALK ASKERLİKTEN SOĞUDU


02 13 2010

Dini inancı nedeniyle orduya katılmayı reddettiği için “emre itaatsizlik suçlamasıyla” yargılanan ve 3 aydır tutuklu bulunan Enver Aydemir ve Enver’le dayanışmak için yapılan basın açıklamasında gözaltına alınarak tutuklanan Volkan Sevinç’le dayanışmak ve TCK 318. maddesi (Halkı askerlikten soğutma) eliyle yürütülen devlet teörünü protesto etmek için bugün İstanbul’da bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştiridi.
Dayanışma eyleminde gözaltına alınan 23 kişiden 19 kişi hakkında “halkı askerlikten soğutma” iddiasıyla dava açıldı ve bu davanın ilk duruşması 15 Şubat Pazartesi günü görülecek. İstanbulda yapılan ve anarşistlerin, antimilitaristlerin, sosyalistlerin ve savaş karşıtlarının katılımıyla gerçekleştirilen eylemde “HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMAK SUÇ DEĞİLDİR” pankartı açıldı.
Yürüyüş sırasında duvara “BÜTÜN ORDULAR KATİLDİR” yazan Özkan Kuru polis tarafından karakola götürülek para cezası kesildi. Buna tepki olarak Galatasaray Meydanında yapılması planlanan basın açıklaması Taksim Pols Merkezi’nin önünde yapıldı.
Eylemde Barış İçin Vicdani Ret Platformu ve Antimilitarist Tutsak Volkan Sevinç’le Dayanışma İnisiyatifi adına birer bildiri okundu.

Okunan bildirilerin tam metni aşağıdadır.


“Savaşlar; egemenlerin silahlarıyla ve ordularıyla yaşamlarımıza yönelik acımasızca yürüttükleri baskı, inkar ve imha politikalarının bir sonucudur. Ordu ve askerlik ise egemenlerin çıkar çatışmalarının bir aracıyken bizler için ölmek ve öldürmenin zorunluluğudur; ta ki vicdanlarımızın sesine kulak verip reddetmedikçe.
Bu topraklarda yaşayan halklara yönelik acımasızca yürütülen savaşa karşı, silahların susması ve onurlu bir barışın gerçekleşmesi için bu savaşın bir parçası olmayı reddetmemiz gereken bir noktada duruyoruz. Silahlı bu savaşta yer almayan ve dışarıdan söylemlerle müdahalden öteye geçemeyen bizler artık aktif bir eylemle karşı karşıyayız. Militer devlet yapısına karşı savaş karşıtı bir muhalefetin oluşabilmesi için bugünden ön gördüğümüz gereklilik toplumsal bir “vicdani ret” hareketidir.
Zorunlu askerliğin sürdüğü bu coğrafyada yaşayan her kesim 26 yıldır yürütülmekte olan bu savaşın istesin Ya da istemesin bir paçası olmak durumunda kalmıştır. 20 yaşına gelmiş, hangi etnisiteden olursa olsun T.C. Vatandaşı her erkek TSK tarafından bu savaşa çağırılmakta ve savaşmaya zorlanmaktadır. Onaylamadığı bir savaşta yer almayı ve TSK’nın emriyle öldürmeye zorlanmayı reddedenler ise askeri cezaevlerinde sistematik işkencelere maruz kalmaktalar. Halen Eskişehir askeri cezaevinde tutuklu bulunan vicdani retçi Enver Aydemir’de diğer vicdani retçiler gibi benzer süreçlerden geçmektedir. Askeri cezaevinde taraflı mahkemelerce yargılanmakta, işkence görmekte, yıldırılmakta ve serbest bırakıldığı gün ise “sivil ölüm” denilen aynı kısır döngünün içine atılmayı beklemektedir.
Bugüne kadar toplumsallaşamamış vicdani retçilere yönelik sürdürülen yıldırma politikaları artık değişmek zorundadır. Çünkü savaşların bir parçası olmayı reddedenlerin sayısı ve tepkisi her geçen gün artmaktadır.
Tepkilerin artmakta olduğu bu günlerde TCK’nin 318′inci maddesiyle yeni bir yıldırma politikasının keşfine çıkan yargı sistemi ise baskılarını sürdürmektedir. Son olarak 6 Ocak’ta Ankara’da Enver Aydemir’in askeri cezaevinde gördüğü işkenceyi protesto etmek için yapılan basın açıklamasında gözaltına alnan arkadaşlarımızı da 318′den yargılamaktadır. Ve yine bu basın açıklamasından dolayı tutuklanan Anarşist anti militarist Volkan Sevinç’in ise tutukluğu halen sürmektedir.
15 Şubat’ta ilk duruşmaları gerçekleşecek olan Volkan’ın ve diğer arkadaşlarımızın akıbeti ne olacak merak ediyoruz? Ve yine merak ediyoruz; devletin imha politikalarında katledilen kürt halkının akıbeti ve onurlu bir barışın zorunlu bir ihtiyaç olarak hissedildiği bu günlerde “barış” için konuşmak yerine aktif bir tavrı nasıl ortaya koyabiliriz?
Bizler barış için vicdani ret platformu olarak; bu savaşa bir son vermek için daha aktif bir adımın atılması gerektiğini düşünüyor, kadın ve erkek tüm gençleri vicdani reddini açıklamaya, savaşın unsuru olmamaya ve zorunlu askerlik sistemine hayır demeye çağırıyoruz.
Platformun yakın zamanda hedefledikleri ise 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde, kitlesel (çok sayıda) vicdani ret açıklamasının yapılacağı bir etkinliği gerçekleştirmek,üniversitelerdeki ve mahallelerdeki gençlikle buluşup toplantılar ve söyleşiler düzenleyerek bu meseleyi duyurarak halkların nezdinde tartışmaya açmaktır.”

Barış İçin Vicdani Ret Platformu

“Militarizm ve ordu, sosyal yapıyı hizaya sokmak, devletin son özgürlük arzusunu yok etmek amacıyla kurduğu bir şiddet aygıtıdır ve şiddetin yönetenler tarafından tekelde toplanarak, kişinin ve toplumun devlete karşı savunmasızlaştırılmasını hedefler. Bu coğrafyada militarizmin üzerine zırh gibi giydiği “Halkı Askerlikten Soğutma” gibi yasalarla varlığını korumaya çalışmakta ve tüm sorguları bertaraf etmek istemektedir. Orduya yönelik her hangi bir sorgu veya eleştiri karşısında 1926′dan bu yana yüzbinlerce insan işkencelerden geçirilerek, hapse atılmıştır. Savaşmayı, öldürmeyi, emir-alıp vermeyi ve itaati reddedenler bugün muazzam bir cinayet aygıtının baskısıyla karşı karşıyadır.

Devlet, 6 Ocak günü Ankara’da tutuklu Vicdani Retci Enver Aydemir’le dayanışmak için basın açıklaması yaparken polis tarafından gözaltına alınan 19 anti-militarist arkadaşımız ve halen tutuklu bulunan Enver ve Volkan için de aynı kaderi çizmeye çalışmaktadır. Enver Aydemir vicdani red kararından geri adım atmadığından tutuklu bulunurken, Volkan ise halkı askerlikten soğutma, kanunsuz gösteriye katılmak ve yönetme, suçu ve suçluyu övmek gibi zorlama suçlamalarla halen keyfi olarak cezaevinde tutulmaktadır. Bir anarşisti “yönetmekle” suçlamak sadece bir suçlama değil hakaret olsa gerek. Gözaltına alınan 19 anti-militarist arkadaşımıza da yine “halkı askerlikten soğutma” yasası kapsamında dava açılmıştır.

Militarizm ve devlet terörü, yaşamın her alanına sızmış durumda. Vicdani retciler ve anti-militaristler bu zincirin sadece bir halkasını oluşturmakta. Polise taş attıkları ve örgüt üyesi oldukları iddiasıyla 5 ila 16 yaş arası binlerce çocuk şu an Türkiye hapishanelerinde tutulmaktadır. Daha geçtiğimiz aylarda kürt illerinde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında polise taş attığı gerekçesiyle 7,5 ila 10ar yıl hapse mahkum edilen onlarca Berivan’ı unutturmayacağız. Polisin açtığı ateş sonucu katledilen Baran Tursun’ları, Aydın Erdem’leri, Emrah Gezer’leri unutturmayacağız. Şüpheli asker ölümlerini, Ceylan Önkol’ları unutturmayacağız. Polis işkencesinden geçen Güney’i, askeri cezaevlerinde Mehmet Bal’ın, Mehmet Tarhan’ın, Enver’i unutturmayacağız. Ankara’da kışın ortasında direnişlerinin ilk günlerinde müdahale edilerek havuzlara atılan ve önümüzdeki günlerde polis terörüne maruz kalacağından şüphe etmediğimiz TEKEL işçilerini unutturmayacağız.

Bugün burada devletin bu sindirme yasalarına karşı sessiz kalmayacağımızı, bu topraklarda anti-militaristlerin ve vicdani retcilerin yaşadığı devlet terörünü uluslararası düzeyde bilince taşıyarak teşhir edeceğimizi belirtmek istiyoruz. Savaşsız bir dünya isteyen insanlara karşı bir silah olarak kullanılan “Halkı Askerlikten Soğutma” yasası bu gibi insanlık dışı yasaların kaldırılması ve tutuklu bulunan vicdani retci Enver Aydemir’in ve anti-militarist/anarşist Volkan Sevinç’in derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.

Halkı Askerlikten Soğutmak suç değil, savaşın insan kaynaklarını kurutmak adına barışa ve özgürlüğe bir katkıdır.”

ANTİ-MİLİTARİST TUTSAK VOLKAN SEVİNÇLE DAYANIŞMA İNİSİYATİFİ