Bu blog Emeğin Yoldaşlığına ; Çokluğun emeğinin arşivlenmesine bir katkı olsun diye, HERKESİN,AMA HİÇKİMSENİN şiarıyla var...İSYAN,KOMÜN,ÖZGÜRLÜK...
DUYGULANIYORUM,ÖYLEYSE VARIM...
Bu Blogda Ara
Spinoza
Spinoza'dan Neşe ve Keder olarak yapılan çeviriye karşı ;Cüret ve dumur kavramlarını öneriyoruz...

Hayat Akıyor...
İsyan Büyütür...

2 Ağustos 2012 Perşembe
Negri'nin "Marx Ötesi Marx" adlı kitabına önsözü.
Bu derslerde, 1978 yılının bahar döneminde Ecole Normale Superiore' de Grundrisse üzerine verdiğim dokuz seminerde kullandığım materyalleri bir araya getirdim. Öncelikle bu semineri vermek üzere beni davet eden Louis Althusser'e ve seminerin düzenlenmesine dostça yardım eden Roxanne Silberman'a, Yann Moulide, Daniel Cohen'e, Pierre Ewenzyk'e, Danielle ve Alain Guillerm'e teşekkür etmeliyim. Benim düşüncelerimin ve önerilerimin onların yaptığı eleştirel müdahalelerden daha önemli olup olmadığını bilmiyorum. Gerçek olan şu ki her şeyi bu metinin içinde bir araya getirmek zorunda kaldım. Paris'te kaldığım süre boyunca tanık olduğum diğer tartışmalar da benim için faydalı oldu. Ayrıca Felix Guattari'ye ve Universite Paris Septieme (Jussieu)' de beraber çalıştığımız yoldaşlarıma yaptıkları katkılar için minnettarım. Son olarak beni Fransa' ya göç etmek zorunda bırakıp, çalışmalarımı öncesinden daha iyi toparlamama katkıda bulunan o malum ahmaklara da teşekkür ederim.
A.N Milana, 1978
Yazarın İngilizce baskıya önsözü
Sevgili okurlar,
Marx Ötesi Marx üzerine bir an için yeniden düşünmemi sağladınız. Elinizdeki metin 1978 bahar döneminde Paris'te Ecole Normale' de okuttuğum seminer derslerinin notlarından oluşuyor. Şimdi bana üzerinden bir yüzyıl geçmiş gibi geliyor. Kitaba yeniden geri dönüp baktığımda hoşuma gitti. Ama kitabı sanki ben değil de bir başkası yazmış gibi hissettim. Ben uzun yüzyıllar boyunca hapiste iken özgür bir kişi tarafından yazılmış gibi. Bu kitabın yazarı ile konuşmak için üst soyutlama yapmak zorundayım. Kitabın yazarı özgür; ben ise mahkumum. Marx Ötesi Marx'ın özgür bir adam olan yazarı ile mahkum arasında bir diyalog kurmayı deneyeceğim.
.....
Özgür Adam: "Bu dersler sadece derstir ve bu dersler bir geçiş ve tefekkür anı olarak ele alınmalıdır."
Mahkum: "Bu bana da böyleymiş gibi geliyor. Bence sen bu deneyim ve geçiş üzerine düşünüyorken, tüm bunlar çok yakın gibi görünüyordu, sanki komünizm halihazırda capcanlı bir tözdü."
Özgür Adam: "Kesinlikle. Hala öyle düşünüyorum. Bu derslerin bir sınırı olmasına rağmen yine de çok önemli bir avantaja sahiptir: canlı ve kirletilmemiş olmak. Bu canlılık analizin geliştirilmesine ve olgunlaşmasına önemli bir katkı sundu."
Mahkum: "Sonra bir geçiş çalışması. Fakat nereye varmak istiyordun? Yeniden ziyaret ettiğin Marx seni nereye götürdü?"
Özgür Adam: "Marksistler tarafından biçimi bozulan Marksizmin ötesine. Marksizm, Marx'ı bir militan olarak değil bir profesör olarak gösteriyor. Üstelik Marksizm, Marx'ı günümüzün toplumsal kapitalizmini ele alma konusunda yeterli olamayacak ve sadece eski rekabetçi kapitalizm hakkında söz söyleyen bir yazar gibi sunuyor. Bu saptırılmış yorumlardan ve mumyalaştırmalardan nefret ediyorum."
Mahkum: "Sana ve çıkış noktana katılıyorum. Fakat bu mümkün mü?"
Özgür Adam: "Marx klasik değer kuramını ele alır, ama bunun da ötesinde Marx'ta artı değer yasasının eleştirisini buluruz. Ancak Marx klasik bir yazar değildir, tüm bunların daha da ötesindedir."
Mahkum: "Fakat değer yasasının eleştirisi, artı değer yasası biçiminde sunulursa felakete neden olur. Seninki de, Marksizmin aşırı yorumlarından biri değil mi?"
Özgür Adam: "Değer ve/veya artı değer yasasının eleştirisi şüphesiz, felakete neden olacak çağrışımIara yol açtı, fakat bu felakete yol açacak çağrışımIardan Marx Ötesi Marx'ta uzak durulur. Bu kitapta ısrarla üzerinde durulan, değer yasasının krizi ile beraber gelişen bir süreç olarak komünizme geçişte öznelliğin tanımıdır.
Mahkum: "Belki hapiste olduğum için çok iyi anlayamadım. Biraz daha açıklamak ister misin?"
Özgür Adam: "Kesinlikle. Marx'ın Grundrisse'si değer yasasını inşa eder ve sonra da söküp atar. Grundrisse' de Marx, klasik değer yasasının kuramsal sınırlarını zorlayan ve komünist umutları haklı çıkaran komünist bir militan olarak görünür. Sürecin dolaysızlığı ile kendini kandırmaz, fakat öznel gerekliliğini de açığa çıkarır. Ve sen, benim mahkum arkadaşım, ukalalık ediyorsun. Eğer aynı fikirde değilsen niçin hapishaneye katlanıyorsun?"
Mahkum: "Fikirlerin kendisiyle değil de, kimin söylediğiyle uğraşan tartışmaları hiç sevmem ve dışarıdaki insanlar için bunu yapmak her zaman çok kolay. Hapishanenin gerçekliğinde, ben hem değer yasasının hem de artı değer yasasının hükmü altındayım. Uçsuz bucaksız bir egemenlik sisteminin keskinleştirdiği dayanılmaz bir baskıda somutlaşıyor bu."
Özgür Adam: "Söylediklerin Marx Ötesi Marx'ın içinde zaten söylenmiş şeyler, nasılolup da bunu anlayamadığını anlamıyorum. Değer yasasının kapitalist biçimde aşılması-Marx'ın gerçek boyunduruk altına alma dediği şey - bir bütün olarak sömürü ilişkilerinin yerini değiştirir. Sömürüyü küresel bir toplumsal ilişkiye dönüştürür. Hapishane fabrika demektir."
Mahkum: "Dünyanın bir hapishane olduğuna ikna edilmeye ihtiyacım yok, ama bu hapishanenin dışına nasıl çıkılacak?"
Özgür Adam: "Marx Ötesi Marx'ta dile getirilen temel sorun, gerçek boyunduruk altına almada antagonizmanın tanımını yapmaktır. Sadece çalışma zamanı değil canlı emeğin tüm zamanı sermayenin boyunduruğuna girdiğinde sermayeye karşı mücadele etmek ne anlama gelir? Yeniden üretim, üretim gibidir, yaşam da bir fabrika gibi. Bu aşamada, sermayeyi parçalamak hapishaneyi parçalamaktır."
Mahkum: "Bence bu sözde post-modern teoriler sermayenin toplumsal gücünü açığa çıkarıyorlar ama sermayenin toplumun bütününü kapladığını teslim ederken bu aşamada sınıf mücadelesinin olanaklılığını reddediyorlar."
Özgür Adam: "Doğru, post-modernistler mistikleştirirler. Aslında, gerçek boyunduruk altına alma antagonizmanın varlığını ortadan kaldırmaz, ancak antagonizmayı toplumsal düzeye taşır. Sınıf mücadelesi yok olmaz, gündelik yaşamın her anında var olur. Proletaryanın gündelik yaşamı, bir bütün olarak sermayenin tahakkümünün karşısına yerleşir. Gerçek boyunduruk altına alma antagonizmayı ortadan kaldırmak yerine onu son derece zenginleştirir."
Mahkum: "Tamam, değer yasasının eleştirisi, yalnızca toplumsal düzeyde geçerliliği, tahakkümün eşzamanlı olarak söküp atılması ve sınıf mücadelesi ... Tüm bunlar pratikte nasıl işliyor?"
Ozgür Adam: "Gündelik yaşamın bütünlüğünde işliyor: 'Benim yaşamım seninkinin karşısında, toplumsal Efendinin peşini bırakmazsın! Benim zamanım seninkine karşı!' Sömürünün yarattığı tüm sorunlar, artık doğrudan politik meselelerdir. Artı değerin eleştirisini ancak gerçek boyunduruk altına alma kavramının içinden düşündüğümüzde, zamanımızın temel tahakküm planlarının komünist eleştirisini sunma kapasitesine sahip oluruz."
Mahkum: "Post-modern dünyada sınıf antagonizması. Belki sen haklısın. Bu noktada o zaman bu, iktidara karşı mücadeleye maddi bir içerik kazandırmak anlamına gelir."
Özgür Adam: "Kesinlikle. Üretimin, işgücü piyasalarının, çalışma saatlerinin, enerjinin yeniden yapılandırmasının, aile yaşamının, vb. kapitalist örgütlenmesine karşı mücadele, insanı, topluluğu ve yaşam biçimi tercihini kapsar. Bugün komünist olmak, bir komünist gibi yaşamak anlamına gelir."
Mahkum: "Bu, sanırım bu hapishanede bile mümkün. Ama dışarıda, en azından siz hepimizi özgürleştirene kadar mümkün değiL."
Özgür Adam: "Doğru söylüyorsun. Marx Ötesi Marx'ın söylediği de bu. Ama kuramın baş etmeni sağladığını gayet iyi bilirken tam bir sabırsızlık taslama."
Diyalogun sonu. Yalnız kaldıklarını hissedenler doğal olarak umut ederler. Gerçeği söylemiş olma ve gerçeğin devrimci olduğu yönündeki umut. Hepinizi kucaklıyorum.
A.N.
Rebibbia Hapishanesi
Otonom Yayıncılığı aynı adlı kitabının 19 - 22 nolu safyalarından alınmıştır. Çev: Münevver Çelik
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder